23 Ağustos 2023 Çarşamba

AKP'nin Alkol Politikasının İktidara Faydaları ve Millete Zararları

Sarhoş olunmadığı sürece içki içmek sadece içen kişiyi ilgilendirir. Sarhoş olup şuursuzluğun verdiği tavırla insanları rahatsız etmek, insanların zararına hatta ölümüne yol açmak inananlar için günah herkes için ayıptır. Adabıyla içkisini içene kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur.

Bugün Osmanlı torunu olduğunu iddia edip bencilce Osmanlı'yı sadece kendi ataları olarak gören ve İslam dinini tekeline almak isteyen takiyyeci zihniyete şunu demek isterim. Padişahlardan bazılarının içkiye ve alemciliğe olan düşkünlüğü tarihi belgelerle sabit bir gerçek, inanmayanlar tarihçilerin kutbu olarak anılan rahmetli Halil İnalcık hocadan bunu araştırabilir. Hatta meseleyi bir ileri boyuta taşıyarak halifelerden önemli isimlerin de nebiz diye nitelendirilen şarap dışı alkollü içkileri de içtiği bilinir, bana inanmayanlar rahmetli Yaşar Nuri Öztürk hocadan bunu araştırabilir. Hatta meseleyi bir ileri boyuta daha taşıyarak Kuran'da Nisa suresinin 43. ayetinde       Ey iman edenler! Siz sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın.          yazmakta. Muhtemelen buna dayandırarak Hanefi ekolden gelen bazı alimler zamanında içki içmenin değil, sarhoş olmanın haram olduğu yönünde fetvalar vermiştir.

Bu önemli girizgahı yaptıktan sonra sözlerime devam etmek isterim. 

Toplumu muhafazakar - seküler olarak kutuplaştırıp kutsal dini duyguların ardına sığınan istismarcılığın en önemli objelerinden biri alkol haline getirildi. İçki içenler artık kimi kesimlerce kafir sayılıyor, içki içen insanlar ile içmeyen insanlar eskisine kıyasla mevcut siyasal konjonktürün bir sonucu olarak ahbaplık yapmakta zorlanıyor.

Herhangi bir siyasetçinin içki içerken çıkan görüntüleri, yolsuzluk yapmasından daha çok konuşulur ve tepki çeken bir hale geldi. Sizce siyasi ahlakın sınırlarını içki içmek mi yolsuzluk yapıp kamu hakkına tecavüz etmek mi ihlal eder?

Hem içki içenlerin çok büyük bir kısmının kendi seçmeni olmadığını bilen hem de alkollü içkilerin temel tüketim kalemleri olmayıp alışkanlık yarattığı için de yine tüketenlerce alınacağını bilen iktidar zamlarda rekor üstüne rekor kırıyor, üretmeden vergi ile gelirler elde ediyor. Ekonomik olarak bunu karşılayamayanlar simyacılığa soyunup kendi içkisini yaparken veya dışarıdan aldığı ev yapımı içkileri tüketirken hayatından olabiliyor. Yazıktır.

TV'lere bırakın alkollü içki görüntülerinin buzlama yoluyla sansürlenmesini, artık şarap, rakı vb. içkilerin isimleri geçtiği zaman sanki küfredilmiş gibi biplenerek sansürleniyor. Peki bu sansürcülük, gençleri içki içmeye daha çok yönlendiriyor olabilir mi? Birçok konudan bihaber olduğu gibi pedagojiden de muhtemelen bihaber olan mevcut yönetim, bu sansür politikasıyla içki içmeyi marjinalize göstererek gençlerin büyüdüğünü ve özgür bir birey olduğunu ispat edebilmelerinin yolu olarak içki içmeye teşvik ediyor. Yasakların cazip geldiği de bilinen bir gerçek, benim gözlemlerimden çıkarttığım sonuç ise normal şartlarda içki içmeyecek gençler bile bugün içki içiyor. Yoksa iktidar sansürcülük yoluyla içki tüketiminin teşviğini ve reklamını mı yapıyor?  Belki de en büyük vergi dolayısıyla da kazanç kapısının alkollü içkilerden sağlandığını bildikleri için bunu bilinçli yapıyorlardır.

Bu ülkenin cesur gazetecilerinin iddialarına göre, Türkiye uyuşturucu kullanımında rekor üstüne rekor kırıyormuş. İçki fiyatlarının çığrından çıkmasıyla, imkan sahipleri devlete yüksek vergiler ödeyerek içki alabiliyor; sosyoekonomik koşulları yetmeyen ve sosyal çevresinde de uyuşturucu kullananları gören gençler, daha ucuza ve daha çok kafa bulmak için maalesef uyuşturucu batağına düşüyor. Peki son yıllarda uyuşturucu cenneti haline geldiğini gözlemlediğimiz, etrafımızda uyuşturucu batağına düşen birçok gence sahip olduğumuz ülkemizde hiçbir vergisi olmayan, kılçıksız kazanç sağlayan uyuşturucu tacirliğini kimler yapıyor? Bunun altında da yandaşlar mı var bilmiyorum fakat onlar çıksa galiba kimse yok artık demez, siyasi olaylara karşı şaşırma tepkimizi çoktan kaybettik.

Bar ve pub kültürünün muhafazakar kopyası olan nargile kafelerde nargile kültürünün birçok genç arasında yaygınlaşması üzerine son yıllarda elektronik sigara ve elektronik nargile kullanımı inanılmaz arttı. Fatih Altaylı'nın da dediği gibi elektronik nargileler kağıt üzerinde yasak olduğundan ülkeye kaçak yollarla giriyor, dolayısıyla da vergi alınamıyor. Acaba bunun ticaretini yapanlar da yandaşlar olabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SAHİPLİK SÖZLEŞMESİ: Kadın Erkek ilişkilerinin Toplum Düzeni İnşası

      Açıkçası bu yazıyı yazarken gerek sosyolojiyi gerek kültürel antropolojiyi gerekse de diğer önemli disiplinleri yeteri kadar bilmediği...